İnsanların yapıları birbirlerinden ne kadar farklı.
Bazıları ne kadar sağlamcı oluyor bazıları ne kadar coşkun.
Genlerden geldiği için çocukluk yıllarından itibaren izlerini bulmak mümkün.
Daha 13- 14 yaşlarındayız henüz ortaokul talebesi
3 arkadaşız . Alman Lisesinde okuyoruz
Ben Üsküdarda oturuyorum, birimiz Bağlarbaşında ötekimiz Kısıklıda.
Okulumuz aynı sınıflarımız ayrı.
O zamanın vapurlarının koltuk sırt dayamalarında para maçı oynuyoruz, vidalar arası kale
Bir gün Bağlarbaşında oturan arkadaşımız geldi ” Şeh Camisinin orda bir çocuk kızkardeşime asılıyormuş ” dedi.
Kız 11 yaşında
Okul dönüşü kızkardeşini takip ettik hakikaten arkasında bir çocuk, esmer biraz da bitirim görünümlü
Ağbisi hemen çocuğun önüne geçti bir iki tokat patlattı
Çocuk hem ağlıyor hem de ağbimi çağırayım da görürsünüz diyor
Mevsim kış
” Çağır ulan” dedik” ama çok beklemiyelim.”
Hakikaten de çok beklemedik
Adamın biri karşıdan geliyor kış günü atletle üstü neredeyse çıplak
Elinde de ne olduğunu tam anlamadığım bir şey var maşaya benziyor
Aralarında en iri yapılı benim ya bir adım öne çıkayım bari diye baktım arkamda kimse yok
” Bu çocuğun ağbisi senmisin?” diyeceğim
Bu çocuğun dedim gerisi kısmet olmadı
Tın diye bir ses duydum sonra herşey karardı
Meğer o aile orada kalaycılık yaparmış bir de eğrilmiş bükülmüş eski metal tencereleri çekiçle dövüp düzeltirlermiş.
Hep sıcak bir ortam da çalıştıkları için öyle hep atletle imişler. Tabii vücutlar da Rambo gibi.
Benim arkadaşlardan Kısıklı’ da oturan, adamın fiziğini görünce, hemen koşarak Bağlarbaşı rampasına salmış. Ama bu koşu ona çok fayda sağladı. Önce atletizme başladı sonra 100 metrede Türkiye rekoru kırdı.
Uğruna dövüştüğümüz kızın ağbisi ise adam gelmeden sıkıştığını ve caminin tuvaletine gittiğini söylüyor.
Orada değilmiş ama adam sana eli ile vurdu diyor, yani alet kullanmamış.
Kendim için bir şey söylemek istemiyorum ancak o halde eve gidip kapıyı çalınca annem kapıyı açtı ” Kimi istediniz ?” diye sordu. Anlayın suratımın halini
Ne ise hepsi geçti bu günkü yakışıklılığıma tekrar geri döndüm.
Ondan sonra da bu olay bana ders oldu bir daha da başkasının kızkardeşi için kendimi sıkıntıya sokmadım
En doğru işin Cami tuvaletine kaçıp işler normalleşince ortaya çıkma olduğunu o gün anladım.
Aklı bir karış havada fransızın biri 19. yüzyılın sonlarında saçmalamış.
” Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan yeni okyanuslar keşfedemez. ” diyor Andre Gide.
Halt etmiş gelsin bizdeki değerli köşe yazarlarını görsün
Girersiniz bir medya organına yaparsınız gazetecilik .
Yeni okyanuslar falan hep hava
Eğer sıkıntı olacak bir durum yaşarsanız girersiniz cami tuvaletine çıkınca yeni yönünüzü belirlersiniz.
Dönek deseler ne olur demeseler ne olur.