Çiçekler Böcekler,Halkım Milletim,Bertrand Russell

Şu an ülkenin yaşadığı sıkıntılara baktıkça ben şu insan gruplarını görüyorum.

1- Çiçekler, böcekler ve yeşil alanların azaltılmaması için yürekten uğraşan çevreciler

2- Bu grup ile birlikte hareket eden, kendi hayata bakışlarına ve yaşam biçimlerine müdahale edildiğini ve baskı gördüğüne inanan her yaşta insanlar

3- Aynı grupta yer almakla beraber örneğin Gezi Alanının sadece Yeşil Alan olarak kalmasını yeterli görmeyip ayrıca Miting Alanı olarak da kullanılmasını  isteyen sendikalar ve benzer görüş sahipleri

4- Bu ortamı kendi amaçları için uygun bir ortam olarak gören ve bu hareketten yola çıkarak eylem yapan ve genellikle marjinal olarak tanımlanan kişi veya kuruluşlar

Yukarda ifade ettiğim bütün insanları konunun daha iyi anlaşılması için ” Halk olarak tanımlayacağım.

Çünkü Sayın Başbakan kendi fikirlerini benimseyen veya yandaş olarak gördüklerini ” Milletim ” olarak tanımladığı için ben de konuyu daha iyi ifade etmek için bu tanımı kullanıyorum.

Halkın karşısında ise

5- Yukarda ifade etmeye çalıştığım millet kapsamına giren vatandaşlarımın tümü

6- Bu olaylar sırasında yaptıkları uygulamalarla çok eleştiri almış olan emniyet güçleri.

yer almakta

Ancak yaşanan olaylara objektif bir gözle bakarsak çok önemli bir durumu özellikle Emniyet Güçleri açısından görmek mümkün.Dikkatli bir göz ile baktığınızda onların arasında eylemcilere dost gibi yaklaşanların yanısıra onlara potansiyel terörist gibi çivili sopalarla veya çok sert olarak ta müdahele edenleri görmek mümkün.. Sert davranışları ile bu eli sopalı gruplar sanki hükümeti zor duruma düşürmeyi amaçlıyor gibi bir görünüm sergilediler.

Ayrıca kendilerini halk olarak tanıtan gruplardaki bir kısmın iktidardan taleplerine bakıyorum da sanki mutabakat sağlanmasın diye bir tarafını yırtıyorlar.

Malum fıkradır

Adamın biri arkadaşına ” Gel bu hafta sonu hanımları alalım bir hafta sonu turuna katılalım” demiş.

Arkadaşı olmaz demiş.

” Neden”

” Üç nedeni var birincisi param yok”  demiş.

” Tamam anladım” demiş adam “Diğer iki nedeni ittir et”.

Ben bu gün yaşadığımız olayları bu fıkraya benzetiyorum.

Bana göre Gezide bulunan grupların Başbakandan talep ettikleri o kadar maddeye hiç gerek yoktu.

Taksim Gezisinin yeşil olarak bırakılması ve 1 Mayıslarda kullanılmasını isteselerdi sonuç aynı olurdu.

Bu iktidar Taksime Kışla ve AVM yapmasa bile  4000 kişilik umumi tuvalet yapar gene de orda önümüzdeki dönemde miting yapılmasına izin vermez. Bu böyle biline.

Bunun yanısıra sayın başbakanın dediğim dedik çaldığım düdük konumu da tabiiki önemli.

bertrand russell

 

Bertrand Russell  *”insanlar, hakikati sadece kendilerinin bildiklerini sandıkları için birbirlerine zulmederler.” diyor.

Bloğumun burası biraz matematiksel olacak ama başka bir anlatma şekli bulamadım.

Halkım dediğim gruptan çevrecileri H1, baskı gördüğüne inananları  H2,  sendika ve benzeri kurumları H3 ve marjinal grupları da H4 olarak tanımlayacağım.

Miletim dediğim insanların arasında çevrecileri anlayan kesimi M1, geri kalanları M2 , güvenlik güçleri arasında ılımlı kesimi M3, vatandaşlara eziyet eden kesimi ise M4 diye adlandıracağım.

Bu güne kadar seçimlerde değişik partilere oy vermiş yaşlı ve özürlü bir vatandaş olarak tesbitlerim şudur.

1- Bu güne kadar itiş kakışın sürmesi ,özellikle sayın başbakanın hatip kaabiliyetini de kullanarak bütün H grubundaki insanların aynı çiçek buketinin içinde olduğunu kabul etmesi ve M grubuna böyle lanse etmesindendir.

2- Bunun dışında güvenlik güçlerinin iç dinamiklerinin hiç göz önüne alınmaması ve özellikle soruşturmanın başlatıldığı ifade edilen M4 grubu ile ilgili bir neticenin de  kamuoyuna aktarılmaması olayları hala gergin tutmaktadır.

Bence  bu sıkıntılı günlerden çıkmamız ancak şöyle olabilir.

1- H1- H2- H3 Gruplarının anlaşarak belirli bir süre için sokaklardan çekilmeleri  ve H4 Grubunu yalnız bırakmalarında olayların ateşinin alınması açısından büyük fayda vardır. Bu sayede güvenlik güçleri daha rahat hareket edebilecekleri gibi, sapla samanın bir araya konduğu iktidar söylemlerinin de önüne geçilecektir. Ancak bu süre  sonunda bu grupların tekrar özellikle Taksime çıkabileceğini hükümet muhakkak onaylamalıdır.

2- Ancak anlaşılan süre sonunda eğer iktidar örneğin Taksime çıkmayı yasaklayıp barışçı amaç ile gelenlerin yolunu keserse sapla samanı birlikte anlatarak yapılan hasat herkesin gözü önünde olacaktır.

3- Marjinal Gruplar dışında kalan H grubu ile bundan sonra yapılacak görüşmeler ülkenin geleceğini belirleyecektir. Burada temel olgu her iki tarafın da tutturucu olmamasıdır.

Bu kadar işin içine elimi ayağımı sokunca kendi fikrimi de ifade etmek durumundayım.

Bence bu gün en önemli sorun insanların yaşam biçimlerine müdahale etmenin önlenmesidir. Bence 1 Mayısı ille de Taksimde kutlayacağım diye köprüleri atmak tüm vatandaşlarımız için olmasa olmaz bir şart değildir.

Oh içimdekileri söyledim rahatladım, kendimi iyi hissediyorum.

Bir de şu özdeyişler olmasa

 ” Kendinizi iyi hissediyorsanız, kaygılanmayın geçer..”

 

 

Yorum yapın