Bundan yüzlerce sene evvel ben ergenlik çağına girince giyim kuşam açısından büyük sorun yaşamaya başladım. Lisede okuduğum yıllar. Boy 1.90 ı geçmiş ayaklar 45.5 . Kollar bostan kabağı uzunluğunda. O günün şartları ile ne ceket,gömlek almaya imkan var ne de hazır ayakkabı giymeye. Mecburen elbise ve gömleği diktirmeye başladık. Ayakkabı ile illgili olarak, şimdinin Kadıköydeki çok önemli bir firmasını kuran kişi Yeldeğirmeninde hem kundura tamirciliği hem de sipariş üzerine ayakkabı yapıyor. Büyük beyaz bir kağıda ayağını koyuyorsun. Etrafını kalemle çiziyor o kalıpdan ayakkabı yapıyor. Şimdi tabii durum değişti nesil büyüdü mesela büyük torunum benden hem boy hem kilo olarak öne geçti. Artık benim gibilere 49 numaraya kadar ayakkabı ve her SİZE elbise bulmak mümkün.
Basketbola gelince orada da o zaman için uzun sayılıyoruz. Ben Kadıköyde yaşayan en uzun 6 oyuncudan biriydim çıplakayak boyum ise sadece 1.94 tü ( buradaki sadece kelimesinin günümüzde fast foodcular tarafından kullanılan sadece 12.99 çok mu? cümlesindeki sadece ile hiç bir ilgisi yoktur.)
Uzun boyumuzdan dolayı basketbol maçlarında da kötü oynamak gibi bir lüksümüz yok. Boy uzun ya hep iyi oynayacaksın ve çok koşacaksın. Hele koşma hemen seyirciden ikaz gelir ” Koşsana deve , tutsana deve, atsana deve ”
Uyarıları duydukça ” Allahım derdim neden seyirciler uzun oyunculara deve diyor ben olsam zürafa derdim” . ( zürafaya da ilerde bir bloğumda yer vereceğim)
Sporu bıraktıktan sonra nedenini anladım;
1- Basketbol sahasının boyu 26 metredir. Uzun oyuncular her hücüm ve müdafaada bunun hepsini koşar, kısa oyuncular ise ortalarda dalgasını geçer 20 metre bile koşmaz
2- Ayrıca her defa topu almak için en az bir kere de sıçrar, kısa oyuncu bunu da yapmaz
Yukarda anlattığım nedenlerden dolayı bize deve denmesi çok doğrudur. çünkü en çok yorulanlar ve özellikle susayanlar uzun oyunculardır. Deve deniz suyu içebileceği gibi bir defada 250 litre su da içebilir. Ayrıca rakip takım oyuncuları ile maç boyu itiştiğiniz için içinizde kesinlikle deve kini olması lazım.
3- Ayrıca bu zıplama mücadelelerinde uzun oyuncuların genellikle kaşları patlar. Benim iki kaşımın da patlaması 14 ve 15 yaşımda oldu. Bilmem bilirmisiniz develerin 3 tane kaşı vardır.
Sonra yıllar geçti . Bu gün düşünüyordum da çok daha iyi bir oyuncu olabilirdim. Keşke gençliğimde Franz Kafka’nın dediklerini yapsa idim.
Usta
” İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar:
sabırsızlık ve tembellik.” diyor.
Gençlere, özellikle spor yapan gençlere, önemle duyururum.