Yeni evimize yerleşmeye başladık. İş biraz sıkıntılı çünkü ev içi nüfus fazla.
Ana baba ve 2 çocuk dışında anneannem , dedem ve dayım da bizimle yaşıyor.
Kapıdan girince solda küçük bir mutfak sağda misafir odası .Oturma mekanını misafir odasından ortada kapısı olan bir tahta seperasyon ayırıyor . Ortada taş bir oturma mekanı hemen önünde salonun ikizi bir yaşam odası. İkisinin beraber kullanılması o günün tabiri ile bir salon salomanje havası veriyor.Bir ara kapı ile evin arka kısmına geçillyor. Solda banyo sağda sandık odası. Tam karşında 2 oda soldaki daha büyük ve sonunda bir balkon var.
Dayım Ziraat Bankasında Müfettiş Muavini . Genellikle günleri Anadoluda Şube teftişi ile geçiyor. Eve az geldiği için ona misafir odasına bir yatak koyduk . O olmadığı zaman misafir odasında bir oturma mekanı gibi çalışıyor.
Arkadaki odalardan büyük olanına Dedem , anneannem ve kız kardeşim yerleşti. Sağdaki odayı da anam babam aldı ben ortada kaldım.
Mutfak tan taş salona açılan bir pencere var. O salona buzdolabını koyduk , yemekleri de mutfaktan yemek masasına o pencereden servis yapıyoruz.
Zannediyorum dayımın uyarması ile sandık odasını benim odam yapmak için çalışmalara başladık. Önce bir marangoz çağrıldı duvar yıkıldı oraya mutfaktaki gibi bir servis penceresi yapıldı. Çünkü oda sandık odası penceresi yok ve 1 metreye 2 metre. Ardından kapının koridora doğru açılması için işlem yapıldı ve odaya bir somya kondu somya oda kadar. Artık benim de bir odam var. Tek sorun odaya girmek yok yatağa giriyorsun . Kitaplarımı da pencerenin önüne dizdim. Somyada bağdaş kurup veya uzanıp kitap okuyor , ders çalışıyorum.
Anam ile özel bir bağımız var . O 1930 doğumlu ben 1946 . Bebek ile oynayacak yaşta beni bebek olarak kucağına vermişler. Zaman zaman birlikte kahve içer birbirimizin falına bakardık.. Kahveyi bazen ben bazen o yapardı.
Bir gün eve geldim. Annem bu akşam karşımızdaki doktorlar hayırlı olsuna gelecekler dedi. Kızlarını zaman zaman pencerede görürdüm.
Geldiler bir baktım iki kızı üst üste koysan ancak benim boyumda olacak. Laf olsun torba dolsun mealinde konuşmalar yapılıyor. Annem ” Kahvenizi nasıl alırsınız , Emin çok güzel kahve yapar ” dedi. Emir büyük yerden , kahveyi yaptım köpüğü büyük bir özen ile her kahveye eşit dağıttım . Tepsiye koydum dağıttım.
Sonra ne yapacağımı bilemiyorum. Tepsi ile kapıda beklesem görücüye çıkmış gibi hissedeceğim. Annem anladı sen tepsiyi oraya koy gerisini ben hallederim dedi yırttık.