Özellikle İstanbulda , geçtiğimiz günlerde, gündeme getirilen Evsizler sorunu ile ilgili olarak entel dantel ve ünlü insanlar bir araya gelip yüzlerini boyayıp sokağa çıkmışlar ve resim vermişler.
Amaçları ülke insanlarının dikkatini çekmek ve evsizleri hatırlatmakmış.
Ben bu haberi okuyunca başka yerlere gittim.
Eskiden beri sanatçıların özellikle şarkıcıların konuları değerlendirmeleri ve eylem planlarına hasta idim.
Bilmem sizde de aynı his hali oluştu mu?
Herhangi bir sıkıntıda
Deprem gibi su baskını gibi , başka ülkelerdeki açlara yardım gibi aktivitelerde hep kendilerini öne çıkarmaya gayret ederler.
Ama nasıl ?
Hemen yardım amaçlı bir konsere katılımcı olurlar.
Sanki onlara üstünde Atatürk’ün resminin yer aldığı kağıtlarla , ki bunlara bilinen adı ile para denir , böyle bir etkinliğe yardım etmek yasaklanmıştır.
Onlar sadece bu konserlere katılıp ” Eller Havaya ” diyerek görevlerini yaptıklarına inanırlar.
Ancak iş kendi özel konserlerine veya bir kaç sanatçının katılımı ile organize edilen yurtiçi ve yurtdışı konserlere gelince alınacak ücret çatır çatır pazarlık edilerek belirlenir ve Atatürk resimli kağıtlardan önemli bir miktar avans olarak alınır.
Tiyatro sinema sanatçılarının durumu ise biraz daha değişiktir.
Önemli bir bölümü sanat hayatları ve siyasal düşüncelerini aynı yöne çevirmiş olup pek zig zag yapmazlar.
Bir diğer bölümü ise aileden kendilerine miras kalan izm anlayışını bir zırh gibi elbiselerinin üstüne kuşanır ve o şekilde kendini savunma ve ifade etmeye çalışır.
Gezi Parkı bu yukarda ifade etmeye çalıştığım kişilikleri zaman zaman ön plana çıkarmış olup bu kişiler hep hatırlanır.
Ancak bu sanatçı grubunun önemli bir kısmı da olaylara göre kuvvetlinin yanında yer alarak statüsünü korumaya çalışır.
Tam işine geldiği gibi diyemeyeceğimiz ancak menfaatinin paralelinde refleksler sergiler.
Kimisi zamanında bir Kürt Türkücüye saydıranlar arasında olur daha sonra birden bakarsınız tam da saydırma sırasında tuvalette imiş.
Bazısı zamanında babalığı kimseye bırakmaz ancak akil adam seçildikten sonra toplantılara katılmamak için hep yasal arızalar çıkarır.
Bu hayat zordur zor.
Bilinen bir deyiştir ve biraz kıvırtmaya yatkın insanlar için söylenir.
” Rüzgarın yönünü değiştiremiyorsanız yelkenlerinizi değiştirin.”
derler.
Geçmişi hep akılda tutmak ve hiç unutmamak lazım
Alexis de Tocquevillel’ in kelimeleri ile
” Geçmiş artık geleceğe ışık tutmadığı zaman, akıl karanlıkta görür.”