Bıktım artık hep yanlı yayın yaparak zaten ülkem insanlarını ikiye bölmeyi amaç edinenlere çanak tutanlardan
Gına geldi benim yoğurdum tatlı seninki ekşi diyen, yaşanan olaylardan zerre kadar ders almamış iktidardan, muhalefetten
Herkes ağzından benim insanım diyor, kalbinden ve fikrinden nah sana hep bana
Bu gün bloğumda insan var. Hem de zamanında siyasi rejiminin çok eleştirildiği , ancak bütün baskı ve kapalı sistem içindeki ülkelerde olduğu gibi isminin içinde Cumhuriyet ve Birlik lafları geçen bir ülkeden bir önemli yazarın seslenişi.
Gönlünüzce okuyun
Her insan mutlu olamaz..
Çünkü gereğinden fazla özler dünü..
Hak ettiğinden fazla düşünür yarını..
Ve hiç haketmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü..
…Her insan mutlu olamaz..
Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları..
Hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri.
Ve asla göremez yanıbaşındakileri..
Bu gün de yazımıza Lev Nikolayevic Tolstoy’ un insana bakışı ile başladım.
Şimdi de onun hayat hikayesi
Zengin bir ailenin çocuğu olarak Yasnaya-Polyana’da doğdu.Öğrenimini tamamlamak için Moskova‘ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş,Voltaire‘i ve J. J. Rousseau‘yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı.
Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya‘ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854’te Kırım savaşı‘na subay olarak katıldı.
Gene de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre‘de dolaştı.
Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu.
Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy’un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır.
82 yaşında vefat eden Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır.
Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu.
Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı.
Hadi bakalım şimdi baştaki satırları bir de ustayı tanıdıktan sonra tekrar okuyalım
Her insan mutlu olamaz ..