” Mantıklı düşünüp mantıksız davranmak insan yapısının özelliğidir.” demiş Anatole France.
Bu konuda benzer tespitleri yapan o kadar çok yazar düşünür var ki.
Bu durumun insanın cahil veya eğitimli olması ile pek alakası yok.
Gene kendimden örnek vereyim.
1959 yılının başlarında annemin sadece Misafir Günlerinde aldığı poposu kırmızı Bahar sigarasını tırtıklayarak nikotin hayatıma başladım.
Herkesi ” Ben sigaraya başladıktan dört ay sonra spora başladım , spora önce başlasaydım vallahi içmezdim ” palavrası ile aklım sıra kandırdım.
Bir keresinde 7 yıl diğerlerinde 1.5 ve 2 yıl olmak üzere 3 defa içmeye ara verdim.
Şimdi gene tüttürüyorum.
Bunca hastalığım bunca okumuşluğum var.
Zararlarını anlat deseler sayfalar yetmez.
Geçenlerde Sağlık Ocağına gittim.
Doktorum değişmiş.
Beni tanımak için doktor sigara içip içmediğimi sordu.
Evet cevabını alınca ” Ne kadar ? ” diye sordu.
” Yarım paket ” dedim.
” Çok ” dedi kadın.
Neden yalan söylediğimi bilmiyorum.
Anonim bir deyiştir.
” Şansınız bol, fiziğiniz düzgün ve hayal gücünüz de sıfırsa, yaşam o kadar da kötü değildir ” denir.
Koyun bu tespitin üstüne bir de yalanı.
İnandırın kendinizi iyi yaşıyorum diye.
Hiç bir şeyi kafanıza takmayın.
Ülke insanının yaşadıklarını dert etmeyin.
Hayatı arkadaş toplantıları , düzgün restoranlar ve tatil yörelerinde hadi eller havaya ritmi ile geçirin.
Arkadaşlarınız ile karşılaştığınızda yanaklarınızı birbirinize değdirip havaya muck muck yapın.
İncir çekirdeğini doldurmayacak konularda gezinin durun.
Hep aynı konuları kopyala yapıştır mantığı ile sosyal medyada paylaşıp geceleri görevini yapmış olmanın mutluluğu ile yatağınıza uzanın.
Benim bu yazdıklarımı Stanislaw Lec’ de tespit etmiş.
“İnsanların düşünmeye zorlamayan düşüncelerden hoşlandıklarını görüyorum.” demiş.
Harcayın bakalım günlerinizi hoyratça.
Nasılsa hayat sizin hayatınız.
‘