Bu gün gene 2 yıl önceki yazdığım bir yazıya atıf yapmak istiyorum.
Siyasi hava aynı eskisi gibi .
Koalisyon lafı ortada dolaşıyor ancak bu kelimenin manasını idrak etmiş parti liderleri yok.
Çünkü iktidar dahil her partinin kırmızı çizgileri var.
Bu kafa devam ederse netice almak mümkün değil.
Koalisyon ancak kırmızı çizgilerin esnetilmesi ile mümkün olur.
Bu yapılmazsa hükümeti kurma görevi verilenler sadece şeref turu atar .
Bu günkü yazımı bu gözle okuyun.
Sevgi ve aykırılığın nasıl mutluluğa dönüştüğünü göreceksiniz.
Denk olmayanlara eleştirisel gözle bakanların mutluluğa mani olamadıklarına şahit olacaksınız.
Sevgiler herkese.
Benim hayatta tüylerimi diken diken eden bir olgu sevgili Erol Evgin’in seslendirdiği ” İşte Öyle Bir Şey” şarkısıdır.
1976 yılının Ağustos ayında bu şarkının kırkbeşliği piyasaya çıktı. Sadece bir dörtlüğünü sizlerle paylaşayım
Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyarda insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle birşey
Söz yazarı Çiğdem Talu bestekarı Melih Kibar.
Lütfen ülkemizde inatla yeşertilmek ve yerleştirilmek istenen korku senaryoları ile ilişkilendirmeyin
Kendisinden 12 yaş küçük bir erkeği seven ilk evliliğinden çocuk sahibi bir hanımefendinin dizeleri bunlar.
Kendisinden 12 yaş büyük birini sevip onu notalara döken bir erkeğin notaları ile can bulan bir şarkı .
Ve bu birlikteliğin çocukları şarkılar şarkılar
Her ikisini de kanserden kaybettik .
Kaybettik kelimesini yanlış kullandım asıl kaybedenler biziz.Onlara mahalle, dost ve aile baskısı ile,birlikte yaşamayı çok gören sen, ben o.
Bu hayat öyle garipki insan nelere bakıyor neler görüyor