Eskiden oynayan Türk Filmlerinin vazgeçilmez repliğidir.
Kıza aşık olan oğlan ( o zamanki filmlerde öyle denirdi kötü amaçlı yazılmamıştır ) bir gün kıza açılınca kız ona ” Ethem ben seni hep iyi bir arkadaş olarak gördüm ” der ” Ama ben Rüstem’ i seviyorum.”
O günden sonra Ethem karalar bağlar, sakal bırakır ( o zamanlarda insanların entel dantel olanlarının dışında pek sakalı yoktu.) kaval eşliğinde çalınan müzik ile meyhanelerden çıkmaz hayatı kendine zindan ederdi.
Seven bir insanı bu kadar etkileyen arkadaş tanımını bir değerlendirelim.
Nedir veya kimdir arkadaş ?
Arkadaş genel kabul ile ” Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri”
Burada bahsedilen sevgi insan sevgisi
Bunu karşı cinse beslenen hislerle karıştırmamak lazım.
Benim aklıma arkadaş deyince 2 film gelir .
Bunlardan birincisi ( Üç Arkadaş ) tır . 1958 yılında çekilmiştir. Baş rolde Muhterem Nur ve Fikret Hakan oynamıştır. Daha sonra Hülya Koçyiğit’ in oynadığı bir 2. versiyonu da çekilmiştir.
İkinci film ise Yılmaz Güney ve Melike Demirağ’ nın oynadığı ( Arkadaş ) Filmidir.
İnsanlar küçük yaşlardan itibaren eğer kardeşleri varsa bunların içinden kafasına uygun birini kendine dert ortağı olarak seçer ancak bu kendisinin ” Canım Arkadaşım” ihtiyacını ortadan laldırmaz.
Yalnız şu kesinlikle bilinmelidir ki her yaşın arkadaş isteği ve kapsamı farklıdır. Bu nedenle insanların çocukluğundan beri birlikte olduğu arkadaşları çok azdır.
Bir de önemli olan arkadaşın insanın üstünde yaratacağı olumlu ve olumsuz unsurlardır.
Biraz avam olacak ama, aklı evvel birisi, arkadaşın iyisini ve kötüsünü şöyle ifade etmiştir.
” İyi arkadaş sütyene benzer; her zaman seni dik tutar ve olduğundan büyük gösterir.kötü arkadaş ise dona benzer,ne yaparsan yap kıçına kaçar !”
Bana sorarsanız bu benzetmeyi yapanı bu günkü yapıya uygun olarak ” darbeci ” olarak adlandırmayıp ne dedi diye düşünmek lazım.
Sütyenler içeri donlar dışarı.
Hadi bakalım