Eski tabirle mutasavver denirdi . Tasavvur edilmiş ,ilerde yapılması düşünülmüş demektir.
Ülkemizde oturtulmaya çalışılan yeni toplum anlayışında kadının yeri konusu ile ilgili kullandım bu kelimeyi.
Hani eskiye pek özentimiz var ya. Padişahlar eski Osmanlı eserleri falan filan ve sonunda oluşturulması istenen kadın evde bir toplum.
Bu kişiler bu günkü çalışma hayatında kendilerinin amiri bir hanım olsa işi dahi bırakacak kafalara sahip insanlardır.
Hele kendilerinden daha akıllı daha üretken kadınların gerek toplumun bir kesiminde gerekse sosyal çevre içinde olmasına katiyyen tahammül edemezler.
Son zamanlarda yandaş medya önemli bir tesbiti hep öne çıkarıyor.
” Erkeklerden de hastabakıcı olmaya büyük talep var ”
Daha evvel de kadın doktorlar için yöneltilen dışlama ve minimize etme kampanyasını şimdi hemşireler için yapıyorlar.
Sadece kadınsal hastalıklar için sınırlı sayıda kadın doktor ve hemşire olacak gerisi erkek doktor olacak. Ve tabiiki erkek hastabakıcı.
Peki erkeği bu kadar korkutan ne ?
Bu korkuyu tarihin hangi evresinden beri çekiyor.
Bu konu ile ilgili bir çalışma yaptım
Karşıma Socrates çıktı. Milattan önce 400 lü yıllarda yaşamış.
Kendisi o tarihlerde önemli bir tesbitte bulunmuş.
” Kadın erkekle bir kez eşit hale getirildi mi, artık ondan üstün olur”
demiş işin de suyunu çıkarmış.
Aslında onun filozofluğuna bir diyeceğimiz yok ama hanım korkusu da herkesce bilinirmiş.
O da saklamıyor zaten.
” Ne pahasına olursa olsun, evlenin. Karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz,yok fena çıkarsa o zaman da filozof olursunuz.” demiş.
Ancak ne olursa olsun ben kadını toplumda dışlamak isteyen kesimin çok akıllı olduğunu da kabul etmek zorundayım.
Hani bizim zamanımız da kız arkadaşından sıkılan ve ilişkiyi bitirmeyi amaçlayan erkeğin
” Ben sana layık değilim Nermin sen benden çok daha iyilerine layıksın ” deyip Vınspordan Necati konumunda kaçtığı gibi , şimdiki uygulamada da amaç kadını onore edip şartlarını iyileştiriyor görünümü ile yolcu etmek.
Yandaş Medya büyük puntolarla manşet atıyor.
Kadının Çalışma Hayatında Devrim
Sanayi kuruluşlarında hem anneye hem de çocuklarına kreş yanında özel destekler sağlanması için ilgili kanunda değişiklik yapılacakmış.
Avrupa ülkelerinde çalışan kadınlarda yüzde 40’lara ulaşan “esnek çalışma” sistemi ile sunulan güvencelerinin Türkiye’de de uygulanması için çalışılacakmış.
Şu anda doğum öncesi 8, doğum sonrası da 8 hafta olan izin süresini, doğum sonrasında işverene yük getirmeden 16 haftaya çıkarma planlanmakta imiş.
Yani sizin anlayacağınız işverene diyorki bu kadar sıkıntı ile uğraşacağına al bir erkek çalışan bu dertlerden kurtul.
Kadınlar da eve, 3 çocuk 5 çocuk, bacaklar havaya.
Ama Sokratesin lafından yola çıkan bu değerli erkekler daha sonra onu unutmuşlar .
Sokrates ise herkesi uyarmaya devam etmiş.
” Endişelerinizden kurtulmak istiyorsaniz , yaşamaktan en çok korktuğunuz şeyin bir gün başınıza geleceğini kabul edin.”