Bir zamanlar çok aklı başında insanların yaşadığı bir ülkem vardı.
Dünyanın doğal ve tarihi güzelliklerinin en üst seviyede olduğu bir ülkeydi bu vatan,
Ve özellikle eğitim seviyemiz.
Bir de umursamazlığımız
Ülkeyi sadece büyük şehirlerimiz ve batı bölgemiz sanan bir kafa yapımız.
Rakı balık ve keyif
Ancak çok da haksızlık etmeyelim
Sağlam dostluk ve komşuluk ilişkileri.
Din ve mezhep ekseninde herkesin birlikte ve mutlu yaşadığı , kimsenin bir birini dışlamadığı bir ülke .
Keyif hep en ön sırada yer aldı.
Deniz kenarları hep doldu
Bir çal üç oyna
Aman vücudum bozulmasın bir çocuk yeter en fazla iki olsun
İnsan bakabileceği kadar çocuk yapmalı anlayışı
Ama tam da o sırada ülkenin özellikle doğusunda eğitimin ve gelir adaletinin olmadığı bölgelerde
3 çocuk 5 çocuk
Yap yapabildiğin kadar
Ve eğitim eksikliği nedeni ile kolayca ele geçirilen beyinler
Ve 20 sene sonra bu 3 – 5 doğum seçmen oldu.
Ve tabii ki her şeyin başı sandık.
Doğumlar aynı bölgede bütün hızıyla devam ediyor.
Yani bundan sonraki seçimlerde bir şey olacağını ummak , bence , mümkün değil.
Yeni eğitim sistemi ile gelecek nesillerin önü kesildi.
Ancak daha önce yapılmayanlar şimdi yapılıyor
Önce yaşam biçimlerine müdahale edildi.
Daha sonra yaşam alanlarının kısıtlanmasına gidildi.
Seküler düşünceye sahip insanlar batıya ve deniz kıyılarına itildi ve dışlandı.
Ülkenin içinde potansiyel bomba sayılabilecek 2.000.000 a yakın yabancı misafirimiz var.
Ülke kaynakları kendi insanımız yerine onlara harcanıyor.
Amaçları değişik bir takım kafaları saymazsanız insanlarımız şaşkın.
Mutluluk falan bahse konu bile değil.
Bunu bize yapanlar gene milletimizin insanları.
Bizi artık onlar diye adlandırıyorlar.
Herkes yaşananlardan bir ders çıkarmalı.
Hep insan diyorum ya.
Ve de mutluluk
Tam da burada gel de André Gide’ e hak verme.
” Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir.” diyor değerli yazar.