En çok hoşuma giden şeyi şimdi size yapacağım. Anlayayım anlamayayım her konuda fikrimi söyleyeceğim.. Bu bana atalarımdan miras kalan bir davranış.
Bu tip uygulamaları yapan her türlü insanı gündelik hayatta da televizyon programlarında da görmek mümkün.
Mesela sigara içmemek veya sigarayı bırakmak gibi konularda hemen ortaya atlayan insanlar vardır. ”Sigaradan kurtulmak için şunları yapmak lazım, bunları yapmak lazım” diye yazarlar da yazarlar, eşi dostu uyarırlar.
” Beyefendi siz kaç yıl sigara kullandınız?” diye sorarsınız ” Hiç kullanmadım” der.
Benim bu konuda en güldüğüm meslek pedagoglardır. Çıkarlar televizyona ” Çocuğa şöyle davranmalı, böyle davranmalı!” diye ahkam keserler.
” Çocuğu yatağa yanınıza almayacaksınız, sağlıklı besleyeceksiniz,şımartmayacaksınız diye kararlı konuşmalar yaparlar. ” Sizin kaç çocuğunuz var?” diye sorulduğunda ” Ben bekarım ” derler. Gülermisin ağlarmısın.
Bu gün ilk olarak insanların egoistliğini vurgulamak istiyorum.
” Kimse kimseye karsi degildir sadece herkes kendinden yanadir.”
Çoğunluk ise nedendir bilinmez hep eşe dosta karşı kırıcı olmayı bir davranış bilimi olarak kabul eder.
” İnsanların genel sorunu bu,resmen onları seven her yaratiga karşı alayci ve kırıcı olmak”..
Sevgi için söylenenlerin arasında sevginin acılarana rağmen vazgeçilmez olduğunu bence en iyiAristotales dile getirmiş.
” Sevmek acı çekmektir,sevmemek ölmek.” demiş büyük düşünür.
Bir önemli konu da Türkiye’de kimsenin onaylamadığı ancak çok görülen nikahsız birlikte yaşayanlardır.
Günümüzde bile topluma ters gelen bu konuya bakınız (7 Şubat 1478 – 6 Temmuz 1535) yılları arasında yaşamış olan Thomas More nasıl yaklaşıyor. 
” Aşksız nikahların yaşandigi yerde nikahsiz aşklar da yaşanacaktir.”
Ben de ona destek çıkacak son bir cümle kurayım.
” Zaman yaşamak için kısa, beklemek için uzundur.*
Lütfen kararsız kalmayalım.