Tek Çorap,Avarel Dalton, Barış Manço

Bu gün askerlik anılarımı yazma günüm. Birkaç gündür ciddi yazıyoruz. Bu gün sululuk yapmak farzdır.

Artık askeriyede önemli görevler alıyorum. Piyade Okulunda o kadar kötü nota rağmen gene de dönem içinde iyi bir averaj yapmışım. Bölük Komutanının olmadığı zamanlarda Bölük Komutan Vekili olarak görev yapıyorum. Yüzbaşı beni çok seviyor. Bazen onun yerine Alay Komutanıyla ortak briç oynuyorum. Komutan hakikaten garip. Her oyunu kendi oynamak istiyor.

Ne ise ne kadar kaçarsam kaçayım kum, mıcır araklama günü bizim bölüğe geldi. Aksi gibi Bölük Komutanı bir eğitim seminerine katılmak için gitti. Bölük Komutan cipini hazırlatıp yol ihalesini alan firmanın şantiyesine gittim. Şantiye sorumlusunu ziyaret ettim. Kendisi pek tabii olanların farkında . Bu akşam ziyaret sırasının bizde olduğunu söyledim. Sorumlu mühendis arkadaş, hırsızlık görünümündeki bu uygulamanın kendisini üzdüğünü eğer ben uygun görürsem kendi kamyonları ile malzemeyi bizim bölüğe getirebileceğini söyledi. Teşekkür ettik çayını içtik döndük.

Öğleden sonra iki kamyon kum, çakıl geldi. Bunun dışında mühendis ağbimiz önemli miktarda çimento da kamyonun birine yüklemiş. Bir de pusula yazmış. ” Bu da benden hediye” demiş.

Tabur komutanı beni çağırttı. Bu işi nasıl yaptığımı sordu. ” Ben yapmadım, şantiye sorumlusu kendi teklif etti” dedim. Ancak diğer bölükler uygulamayı aynen eskisi gibi devam ettirdiler.

Askerlik güzel gidiyor. Ancak öbür bölüğün ( Bir Sevdim Bir Sevdim) ünvanlı  Tabur Komutanı benim açığımı arıyor. Sebep de benim beylik tabancam. Daha önceki bir yazımda bizim Tabur Komutanının bendeki küçük tabanca ile kendinin büyük tabancasını değiştirdiğinden bahsetmiştim. Meğer beni sevdiğinden değilmiş.  Kışlanın içinde diğer Tabur Komutanının tabancasının aynısını  benim Asteğmenim kullanıyor  diye anlatıp eğleniyormuş. Herkes işin gırgırında yani.

Bir gün Bölük Nöbetçi Subayıyım, seni diğer Taburun komutanı çağırıyor dediler gittim. Alayın bütün askerleri büyük 4 katlı bir binada yatıyorlar. ” Gel Asteğmenim” dedi ” Yukarıya bakarmısın?”  baktım. En üst katta pencerenin birine asılmış tek bir çorap var bayrak gibi sallanıyor. ” Ne görüyorsun?” dedi ” Tek bir çorap ” dedim. ” Öbür teki nerde ?” diye sordu. ” Muhtemelen yere düştü değilmi?” dedi. ” Olabilir komutanım ” dedim. ” Mıntıkanın temiz tutulması senin sorumluluğun değilmi? diye sordu. Adama söyleyemiyorsun bu gün birini yıkamış öbürünü Cuma yıkayacak Cumartesi çarşı izninde giyecek diye. Herhalde Divanı Harbe verecek diye düşündüm ancak sonra hiç birşey olmadı. Zannederim o da benle dalgasını geçti.

Bölük komutanım olan Sivaslı Üstteğmen ile iyi ilişkilerimiz devam ediyor. Arada bir sandık kurşun alıp araziye çıkıyor atış talimi yapıyoruz. O zamanların en etkili silahı olan M3A1 İLE atış yapıyoruz. Keyfim iyi.

Bir sabah seni Bölük Komutanı çağrıyor dediler gittim. Yanında bir binbaşı var. ”Asteğmenim” dedi ” Binbaşım Ankara Muhafız Alayından gelmiş seninle konuşmak istiyor.” Binbaşı ” Ben ” dedi ” Muhafız Alayı basketbol sorumlusuyum. Bildiğin gibi biz 1. Ligde oynayan tek askeri takımız. İlk devreyi sondan 3. bitirdik. İki takım küme düşecek. İki oyuncumuz da teskere aldı 7 kişi kaldık. Bu şartlarla düşme endişemiz var. Şu an takım kaptanı olan Modaspor Kaptanı M…….  ile Piyade okulunda beraber okul dönemini geçirmişsiniz. O bize seni anlattı ancak ben askerlik boyunca basketbol oynamayacağım demişsin ama ben yine de geldim. Biliyorsun orduda  görev verilen subay  kabul etmezse ordulararası geçiş yapılamaz.Biz 2. Orduyuz sen 1. Ordudasın ancak senin gelip Muhafızda oynamanı bekliyoruz.”

” Komutanım, bildiğiniz gibi şu an Edremitte Barış Manço aynı benim düşüncem ile askerlik yapıyor ve Ankara Orduevine gelmiyor. Ancak sizin şu anlattığınız farklı, ben Muhafızda oynayarak, anladığım kadarı ile, askeriyeye katkı yapacağım.Benim yeni çocuğum oldu hafta sonu ailemin yanına gidiyorum.Bu teklifinizi ancak şöyle kabul edebilirim. Uygun görürseniz Orduevinde kalırım Pazar gecesi İstanbula gider ailemi görür Salı günkü idmana yetişirim. Pazartesi günü zaten serbest gün idman yok. fakat görev süremi son maç olarak belirleyeceksiniz. Maçlar bitince kıtama geri dönerim.”

Binbaşı ” Tamam ” dedi ” Anlaştık”. ” Başka yeni gelecek oyuncu buldunuz mu?” diye sordum. ” Evet dedi bir de Galatasaraylı S…. gelecek. O da bırakmış bir yıldır oynamıyormuş.

Gülermisin ağlarmısın. Söylediği S….   Genç Takımlar seviyesinde karşılıklı oynadığımız bir oyuncu idi. Çene yapısı Daltonlara çok benzediği için ve uzun boyu nedeniyle Avaral Dalton diye bilinirdi.  Aynı boyda idik ancak o benden daha kuvvetli idi. Bir Galatasaray- Fenerbahçe maçında sonradan oyuna girmiş ve potaları karıştırıp kendi potasına basket atmış ve galip gelmelerine rağmen sayı averajı ile bizim İstanbul Şmpiyonu olmamızı sağlamıştı. Kendisi bununla yetinmemiş, beraber Genç Milli Takımda oynadığımız bir maçta topu tutmak isterken şanssız bir şekilde top onun müdahalesiyle bizim potamıza girmişti.  Avarel lakabını sonuna kadar hakkeden bir arkadaşımız idi.

Bizim şanssız bir takım olacağımız başından belli diye düşünüyordum. Bu gün hiç bir ustadan alıntı yapmadık. Bu günde böyle olsun. Takımın geleceği karanlık görünüyor. Anonim bir lafla bitirelim

Fakir oynamaya çıkmış davul patlamış.

Ankara anılarımız yarın

Yorum yapın