Yeldeğirmeni Buluşması 1

Geçen hafta Eski Yeldeğirmenlilerin Geleneksel Bahar Toplantısına gideceğim diye yazımı sonlandırmıştım ya.

” E gittin de ne oldu ? ” diye soranlar olabilir diye bu hafta sonundaki iki yazımı da bu konuya ayırdım.

Oğlum Uğurhan Nazım Hikmet’in yolunun girişine 40 metre uzaklıkta beni bıraktı.

Biz yolda iken hem Liseden hem Yeldeğirmenin’den arkadaşım Rıza beni aradı.

Telefonda mikrofon ile konuşan birinin muhtemelen Başkanımız Arif’in sesi geliyor ve bayağı da bir gürültü.

” Saat daha 10 olmadı kapıyı mı kırdınız ? “diye sordum.

” Yok içerideyiz yemeğe bile başladık ” diye cevap aldım.

Bir bank buldum oturdum şimdi orada kapalı mekanda içemem bari bir tane tüttüreyim dedim .

Tüttürdükten sonra artık yola çıkmak istedim ama ne mümkün.

Bank o kadar alçak ki bir türlü kolumdan kuvvet alıp kalkamıyorum.

Oturduğum Tuzla Aydınlı’da çok itibarlı biriyimdir.

Çok kısa bir süre önce Sitenin en yaşlısı Ali Amca vefat etti dediler ki artık Sitenin en yaşlı erkeği sensin.

Bir sevindim bir sevindim

Yeldeğirmenliler Kaptan diyor , sitenin erişkinleri Amca diyor çocukları Dede diyor

Ancak uzun bir süredir kimse bana Erkeksin dememişti.

Vallahi güzelmiş.

İnsanın içi bir hoş oluyor.

Aydınlı ‘da caddede karşıdan karşıya geçmek istesem elimi tutan en az 2 kişi olur .

Bankın önünden geçenlere ” Oğlum bakarmısın ? ” diyorum kimse bakmıyor başlarını öne eğip yürüyüp gidiyorlar.

Elinle hayır diyen de var.

Sonra anladım

Bakarmısın demiyecektim beni kaldırın demem lazımdı.

İnsanlar galiba benim muhtaç biri olduğumu zannetti.

Bir şey isteyeceğimi sandı.

Aynı durumu bundan çok seneler önce de bir kere yaşamıştım.

Eşimin hastalığının ilerlediği bir dönemdi.

Evde duramadım.

Kendimi sabahın bir saatinde Söğütlüçeşme’den Altıyola çıkan yolda soldaki bir dükkanın önündeki kaldırımda otururken buldum.

Sanırım bayağı üzgün bir suratla.

Oraya nasıl geldim neden oturdum inanın bilmiyorum

Otururken baktım bir hanımefendi yanıma 1 lira bıraktı.

Üst baş dökük suratta 5 günlük sakal.

Sanırım beni dilenci sandı.

Sonra da yürüdü gitti.

Elimde bir lira düşündüm.

Kendini topla Emin dedim

Sağlam durmalısın en azından çocukların torunların için buna mecbursun.

1 lirayı kaldırımda bıraktım ve kalktım gittim.

Neyse

Rıza’ya telefon ettim gel beni al diye .

Geldi.

Ancak tespitim şudur

İnsanlık o kadar ilerlemiş ki artık görünmüyor.

Yarın devam edeceğim.

Yorum yapın