Bizim çalıştığımız dönemde her hangi bir departmanda işler iyi gitmezse ;
önce o departmanda çalışanlar kayden dışarı alınırdı.
Daha sonra yapılan iş analiz edilir ve hangi eğitim kalitesinde kaç kişiye gerek olduğu belirlenirdi
Fazla elemanlar başka kısımlara kaydırılır, eğitim eksikliği saptanırsa şirket içi veya dışı eğitim verilirdi.
Ben bu gün özellikle yargıda yaşananları buna çok benzetiyorum
Önce bir taraf öbür tarafı, sonra öbür taraf diğer tarafı görevden aldı
Dükkan boşaldı ancak , yaşanan bu güç mücadelesi sonucu her iki tarafça mutabık kalınacak kadrolar, bence yeniden belirleniyor.
Yeni bir konsensüs sağlanırsa kimse şaşırmasın.
Ülke de bir taraftan otoriter bir yönetime doğru hızla gidiyor.
Uygulama ise şöyle olabilir.
Gerek A.B.D nin ve Avrupanın köklü ağır abi ülkelerinden gerekse A.B den yargıya yapılan müdahalelerin kınanmasına bu kuruluşlara “Şeyini Şey Ettiğimin kurumları” diye çalınırsınız.
Hele bir de bu demokratik söylemleri,ülkemize ve insanımıza karşı bir saldırı olarak gösterir ve bağlı seçmenler üstünde yandaş medya vasıtası ile bir yapay istem yaratıp
” Milletimin çıkarları ve istekleri bizim için önemlidir! ” diye çıkarsın A.B den.
daha sonra amaçladığın sulara yelken açarsın.
Diğer yandan özveri ile birleştiriciliğe soyunan baro başkanının yapıcı önerileri bizzat seküler kesim tarafındaki bir Onursal hukukçu tarafından benimsenmedi ve karşı bir öneri sunuldu. Bu suretle bize düşman gerekmez biz bize yeteriz konumuna geldik.
Birde sayın muhalefete naçizane bir uyarım var
Bu millet yıllardır bir kucaktan bir kucağa gezip durmuştur.
Her dönemde yapılan yolsuzlukları bilir ve cukkaların onlara geri dönmeyeceğinin farkındadır.
Bu nedenle seçim başarısı için ayakkabı kutusu , para sayma makinası gibi enstrumanlardan faydalanmak bir çare olmaz
Böyle oy alamazsınız
Deyin iktidara gelince ben yolsuzluk yapmayacağım ve yolsuzluk nemasını emekliye %20 zam olarak yansıtacağım.
Anlatın seçmenlere istihdamı arttırıp işsizliğe çare bulacağınızı ve ikna edin
Yoksa bu seçim de geçer şaşar kalırsınız