Geçen yazılarımdan birinde hayallerden bahsetmiştim.
Bu gün bunu biraz açmak istiyorum.
İnsanlar doğduğu günden son nefesini verecekleri güne kadar hep hayalleri ile yaşar.
Hayaller ise , bence , 18 yaşına kadar maddi, daha sonra duygusal, orta yaşın sonlarına doğru gene maddidir.
Finiş ise maddi ve duygusal hayallerle yaşanır ve sonlanır.
Açayım
Birinci dönemde kendine ait bir odası olma, beğendiği giysilere sahip olma ve benzer hayaller
İkinci dönem hayalleri ise mutluluk paralelinde şekillenir.
Kendisine uygun bir eş, değerli dostlar, amaçladığı yaşam biçimine uygun olarak yapmayı öngördüğü her türlü aktivite.
Üçüncü dönem ise insanların güvence duygularının ön plana çıktığı bir sürecin başlangıcıdır.
Ev almak, düzgün ve yüksek getirili Hayat ve Sağlık Poliçeleri edinmek , emekli olmalarına imkan verecek sigortalı bir iş bulup çalışmak.
Son dönem ise benim de şimdi tam da içinde olduğum bu günlerdir.
Hayallerin her türlüsünün yaşandığı bir süreçtir bu.
Tam da ortaya karışık bir ızgara durumu yani.
Daha önceki dönemlerde hayata geçiremediğiniz her türlü hayaller
Tabii ne derseniz deyin odağında çocuk ve torunlarınız vardır.
Hepsi ile beraber yaşayacağınız villa veya villalar
Ancak çok basit hayaller de ağırlıkta olur
Kendimden örnek vereyim
Kadıköy Altıyoldaki boğanın üstüne oturup insanları izlemek.
Deniz kenarında taş sektirmek
Bahçeli bir mekanda iki kadeh rakı içmek ve hiç tanımadığınız insanlarla birlikte kadeh kaldırmak.
Bir dost eli tutarak bastonsuz kısa yürüyüşler yapabilmek.
Daha neler neler
Bunlar da hayal mi diyenler olabilir
Yüz yaşına gelmişsin neden hala hayal kuruyorsun diye konuşanlar da çıkabilir.
Buna benim yerine Mark Twain cevap versin.
” Hayallerinizi yitirdiğiniz an hayatınız sona erdi demektir.”
diyor Usta